Takunya Libidocusu dünya rekoru kırdı...

Takunya Libidocusu blog dışında henüz dünyada 6 milyon kişiye ulaşan başka bir blogspot yok…

Kısaca söz etmek gerekirse; Google’a ait olan bloglar içinde değil 6 milyon ziyaretçi, dünyada 1 milyonu gören blog sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.

Amerikan partisi AKP 2012 yılının mart ayından bu yana bloğuma PERDELEME uyguluyor!..

TTNET’in aile profili isimli yalan-dolandan ibaret olan uygulaması ile gerçekleşiyor bu perdeleme… Kısaca: SANSÜR.

AKP gerçeklerden çok korkuyor olmalı ki, AİLE PROFİLİ ile sitemizi durdurmaya çalışıyor.

Burada yeri gelmişken bir kısa açıklama yapmalıyım. Bu AİLE PROFİLİ denilen zımbırtı birçok PORNO siteyi engellemiyor. İsteyen deneyebilir…

Kısacası AKP kendisine muhalif siteleri susturmak için, son derece kulağa hoş gelen AİLE PROFİLİ isimli tezgâhıyla bizleri susturmaya çalışıyor.

Peki, susuyor muyuz? Hayır…

Her şeye rağmen Takunya Libidocusu dünya rekoru kırdı ve bu başarıda hiç kuşku yok ki sevgili takipçi dostlarımın çok emeği var.

Takunya Libidocusu bloğuma destek veren herkese teşekkür ediyorum…

Her şey özgür, bağımsız ve Yüce kurtarıcımız Atatürk’ün yolundan giden bir Türkiye için…


Cem Akkılıç
30 Mayıs 2013



Takunya Libidocusu bloğa hiçbir zaman REKLAM almadım… İsteseydim Google reklamları kullanabilirdim… Hiçbir zaman bunu yapmadım ve yapmayacağım…


















Bu fotoğrafı Bulgaristan dönüşü gemimden çektim.


Fethullah Gülen’i denize atabilirim…



Türkiye cumhuriyetinin her kalesine ajanlarını sokmuş olan Fethullah Gülen’i denize atabilirim…
Bir ayağı çukurda olan Fethullah öldüğünde nereye gömecekler?..

İyi ama Hoca öldüğü zaman gömülecek onca mezarlık varken, ‘’Cem Akkılıç neden Fethullah Gülen’i denize atabilirim diyorsun’’  diye soracaksınız şimdi…

Durduk yere değil elbette… Fethullah Gülen’i denize atabilirim derken geçerli bir sebebim var…

Merak edenler buradan bakabilirler.

*
Geç kalmadılar mı?..

Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan öğrendik ki;  The Taraf yazarı Mehmet Baransu isimli Fethullahçı hakkında suç duyurusunda bulunmuşlar.

İyi ama akılları neredeydi?..

Bunca zaman beklemenin ne anlamı vardı?..

Hava Kuvvetleri Komutanlığı içlerine sızan Fethullahçılar için bir önlem almayacak mı?..

Ya da bu sızmalardan artık herkesin haberi varken, Komutanlık habersiz mi?..

Konuyla alakalı yazımı burada yazdım.



TEKBİR giyim köşe oldu!..

Eğer TÜRBAN söyledikleri gibi kutsal ise; neden para karşılığı satılıyor?..
Tekbir giyim köşe oldu!..

Emine Erdoğan bir taktığı türbanı ertesi gün takmıyormuş!..

Eğer Emine hanım günahtır diye bir taktığı türbanı ertesi gün takmıyorsa, bu ülkede günah işleyen çok türbanlı var demektir.





You Tube’daki Türbanlı kız videoları

İslamcılar You Tube’daki türbanlı kızlar videolarından çok rahatsızlar ve videoları benim yüklediğimi söyleyip hem hakaret ediyorlar hem de şikâyet. Ama sosyal medyada yüzbinlerce türbanlının kendi kendilerini çarşaf çarşaf yayınlamasına ses etmiyorlar. Hatta hoşlarına bile gidiyor…

Birincisi; You Tube’a türbanlı kız videolarını benim yüklediğimi nereden biliyorlar? Gökten vahiy falan mı indi bu konuda?.. Videoları benim yüklediğime dair hangi İP kanıtları var ellerinde?..

Türkiye’de türban karşıtı olan tek kişi Cem Akkılıç değil ki!..

Ayrıca Takunya Libidocusu sitesinin yüzbinlerce fanatiği olduğunu ve sadece ülkemizde değil dünyada bugün itibariyle 6 milyon kişi tarafından ziyaret edilmiş tek blogspot olduğunu bilmiyorlar mı bu yobazlar?..

Bilmeyenler kaldıysa Takunya Libidocusu sitesinin en altındaki SAYAÇA baksınlar.

Cem Akkılıç

Bu ekran görüntüsünü yaklaşık iki ay kadar önce kaydetmiştim. Mesajlarda dört ay olarak geçiyor. Üzerine koyun bir de geçen iki ayı eder altı ay…
Okumak için üzerini bir defa tıklayın.



















Fethullah Gülen’i denize atabilirim…  Bu konuda yorum yazmak için bloğumu ziyaret edin.
http://takunyalibidocusu.blogspot.com/

Kardak’ta kahraman Hasdal’da esir

O bir SAT komando timinin komutanıydı… Kardak krizinde Yunan bayrağını indirip, yerine anlı şanlı bayrağımızı diken kişiydi… Bir kahramandı… Elbette bu özellikleriyle terörist damgası yemesi kaçınılmazdı.

BALYOZ operasyonu ile tutuklandı ve terörist suçlamasıyla esir edildi.  Deniz Kuvvetleri’nde ne kadar ulusalcı subay varsa hepsi iğrenç bir tezgâh ile esir edildiler…  Diğerleri ise sindirildi…

Ancak Kurmay Albay Ali Türkşen mahkemelerde diğer silah arkadaşlarının ve bazı komutanların tavırlarını haklı olarak eleştirdi... Kuvvete sızan hainler hakkında komutanlarının suskunluğu ve Deniz Kuvvetleri’nin hiçbir önlem almaması karşısında isyan etti.  Bu uğurda tek başına kaldı…

Üniformalı hainler

Kardak’ta kahraman Hasdal’da esir kitabını okurken, Türk ordusunun içinde yuvalanmış olan rütbeli üniformalı hainlerin varlığını öğreniyorsunuz. Hem de taş gibi belgelerle…  Asla ele geçirilmez dediğimiz TSK’nın hazin durumu gözler önüne seriliyor…

Mesela komplocularla ortak çalışan Yarbay O.E’nin Ali Türkşen ile yaşadığı dialog karşısında insanın tüyleri diken diken oluyor…
Kafes, Poyrazköy, Amirallere suikast gibi uyduruk senaryolarla kurgulanmış davaların hukuktan, mantıktan, vicdandan ne kadar yoksun olduğunu anlatıyor kitap.

Kurmay Albay Ali Türkşen’in akıcı üslubu karşısında olaylara sinirlenip kızmakla kalmıyor, Deniz Kuvvetleri’nin en seçkin birliği SAT komandolarının iftiralar zinciri içerisinde tasfiye edilişlerini hayretler içinde okuyorsunuz.
Kitabın her sayfası insanı boğuyor sanki… Bir sonraki sayfada acaba nasıl bir komplo çıkacak duygusuna kapılıp, başı sonu olmayan uçsuz bucaksız iftiralar denizinde buluyorsunuz kendinizi…

Teğmenlere atılan çocuk pornosu, uyuşturucu tacirliği vs. gibi bütün iftiralar tek tek çürütülüyor kitapta.

Hepsi bir yalandan ibaretmiş

Yandaş-yalaka medyanın yaptığı düzmece haberleri ve telefon konuşmalarından cımbızla çekilen kelimelerin davaya ne şekilde konu edildiğini, gömülü ve raf ömrünü 2 defa tamamlamış hiçbir işe yaramayan ve roketsiz bir borudan ibaret LAW silahlarının cemaat tarafından çamura gömülüp tekrar çamurdan çıkartılarak SAT komandolarının üzerine yıkmalarını belgelerle anlatıyor Ali Türkşen.

Kardak’ta kahraman Hasdal’da esir her satırı soluksuz okunan bir ibret belgesi… Bu kadar da olmaz dedirtecek türden iftiralar ve senaryoların anlatımını içeriyor…

Mesela ev aramalarında imajları alınmayan kişisel bilgisayarlar, CD ve DVD materyalleri, sorgularda yapılan mantık dışı sorular, birbirini tutmayan suç tarihleri gibi akıl almaz olaylar tüm detaylarıyla anlatılmış…

Acıklı bir komedi gibi

Tuğamiral olmasına kesin gözle bakılan deniz Albay Mücahit Erakyol’un başına gelenler ise tam bir komedi türünden…

Cemaatin komplo çetesi Türkiye cumhuriyetinin 3 altın madalyalı tek subayı olan emekli karacı Albay Levent Göktaş’ı ‘’KAFES’’ planının en tepesine yerleştirmiştir. Bir süre sonra tamamı denizcilerden oluşan sözde terör örgütünün başında bir karacı subayın olması haliyle herkese mantıksız ve kuşkulu gelir. İşte aylar sonra uydurma ‘’KAFES’’e bir denizci komutan bulunur. Bu kurban Albay Mücahit Erakyol’dur.

Bu kitap ileride Türk Ordusuna yapılan hain tuzakları araştıran nesiller için önemli bir kaynak olacak. Hiçbir detay atlanmadan suçlamalara ve komploya karşı muazzam bir savunma kitabı hazırlamış Kurmay Albay Ali Türkşen.
‘’Vay be! Bir zamanlar kahramandılar, şimdi terörist oldular. Tayyip sağ olsun…’’ cümlesi ile başlayan Kardak’ta kahraman Hasdal’da esir isimli kitabın yazarı Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen nasıl bir komploya kurban gittiklerini haykırıyor…

Amiral Semih Çetin’in ‘’ Bir ihanetin öyküsü’’ isimli muhteşem kitabından sonra BALYOZ ile alakalı yazılmış en güzel eser Kardak’ta kahraman Hasdal’da esir…

İbretle okunması gereken bir başyapıt…

Cem Akkılıç
21 Mayıs 2013



Kitap Nisan ayında çıktı ancak seyirde olduğum için biraz geç ulaştı elime. Bulgaristan’ın Varna kentine bağlı sahil kasabası Topoli’de şirin bir tren istasyonunun bahçesinde kitabı okurken çekildi aşağıdaki fotoğraf.





BALYOZ sonrası çok anlamlı kitaplar yazıldı. Neredeyse tamamını okudum ve çeşitli yazılarımda bu kitapların tanıtımını yaptım. Merak edenler buradan bakabilirler.

Cem Akkılıç biyografi...


İslamcıların korkulu kabusu 
Cem Akkılıç biyografi